7 Temmuz 2014 Pazartesi

İyi Niyetli Teknoloji Düşmanı Kime Denir?

Günümüzün profesyonel webtasarımcıları ve sosyal medya çözüm üreticileri genellikle çekirdekten yetişme oluyor. Her ne kadar webtasarım eğitimi devlete bağlı üniversitelerde ve liselerde öğretiliyor olsa da bu işe küçük esnaf gibi başlayanlar  fark yaratmakta gecikmiyor. Küçük esnaf benzetmesinden kastım kendi imkanlarıyla, eğitimini almadan, kendi kendini yenileyerek yol kat eden kişilerdir.

Çünkü her meslek gibi bilişim de "aşk" gerektirir. Şüphesiz her meslekte başarının sırrı işini sevmekten geçiyor. Sırf toplumda bilinen bir mesleğe sahip olacağım diye birçok farklı yetenekten insanlar hukuk, sağlık, tıp, öğretmenlik fakülteleri gibi alanları zorluyor. Düşündüğümüz zaman asıl amacın ekonomik özgürlüğe kavuşmak ve daha iyi şartlarda yaşamak olduğunu çok net görebiliyoruz. Peki iyi şartlarda yaşamanın tek yolu avukatlık, doktorluk, mühendislik mi? 

Siz bu cümleleri duydunuz mu? Yada kullandınız mı?

-Oğlum sürekli bilgisayar başındasın,
-Kızım yat uyu kendini yoruyorsun. Hadi anneciğim...
-Şu bilgisayara baktığın kadar derslerine odaklansan profosör olacaksın. Aaah ahh!
-Bizim çocuk sabahlara kadar pc başında. Ne yapar hiç anlamış değilim. 
-Evden bilgisayarı çıkarmak lazım.
-Vs...vs...

Michael Dell'i tanıyor musunuz? 18 yaşındayken sürekli içini açıp kurcaladığı bilgisayarı yüzünden okuldaki dersleri her geçen gün kötüye giden ve ailesinin tepkisiyle karşılaşan Michael Dell kendi kararıyla eğitimine son vermiştir. Bu durum size üzücü geliyor olabilir. Fakat bahsettiğim kişi (Michael Dell) bilgisayarlara olan tutkusunun peşinden gitmiş ve bugün dünyanın en büyük 3. bilgisayar üreticisi olan DELL firmasının sahibidir. 180+ ülkede hizmet veren, 100.000+ kişiye iş olanağı sağlayan, ülkesinin ekonomisine müthiş katkısı olan bir gencin babası olmak istemez miydiniz? Siz de Michael Dell olmak istemez miydiniz?

İsterseniz okadar uzaklara gitmeyelim. Size Türkiye'nin en iyi bilişim akademisi olan BilgeAdam'ın Kadıköy şube müdüründen bahsedeyim. Efe bey'i yakınen tanıyor ve bu hikayeyi bizzat onun ağzından anlatıyorum:

Efe Ü.
"Ben ailemle yaşadığım çocuklu yaşlarımda bilgisayar başında sabahlardım. Hackerlığa merak salmıştım ve sürekli yeni bir şeyler öğreniyordum. Babam ise her defasında benim bilgisayarda oyun oynadığımı zannediyor ve bana inanmıyordu. Ona göre ben hep oyun oynuyordum. Bugün sistem ve ağ uzmanıyım. BilgeAdam'a başvuru yapmadan önce web sitelerini hackleyerek mülakatı hiç girmeden geçmiştim bile. Eğitmen olarak başlayıp, bölge müdürü oldum. Bugünlerde dinlenme ihtiyacımdan dolayı kendi isteğimle şube müdürlüğü yapıyorum"

Size bunun gibi yüzlerce başarı hikayesi anlatabilirim fakat konu uzar gider:) Hemen toparlıyorum:

2013-2014 verilerini incelediğimiz zaman en çok aranan mesleklerin bilişim üzerine olduğunu görüyoruz. İşkur ve iş bulma sitelerinde yaptığım araştırmalar da bunu doğruladı. Ayrıca bilişim eğitim akademisinde çalıştığım için bilişim sektöründe personel ihtiyacının her geçen gün arttığını gözlemliyorum. Durum böyleyken gençlerin sevdiği alanda kendini geliştirmesini baltalamak nekadar doğru olur?

Ebeveynlerin iyi niyetli olduğundan hiç şüphemiz yok. Her anne-baba çocuğunun iyiliğini ister ve doğru yönlendirmeye çalışır. Peki bilgisayar konusundaki kısıtlamalar ne kadar doğru? Online oyunlarda kafayı sıyırmak üzere olan gençlere müdahale etmek gerektiği konusunda "bir baba olarak" tüm ebeveynlerle hemfikirim. Lakin doğruyu göstermenin tek yolu dershaneyi işaret etmek değildir. Hatta okul hayatında başarıyı yakalayamayan bir genci kurmalı saat gibi sürekli okumaya zorlamanın da doğru olduğuna inanmıyorum. Türkiye'de eğitim müfredatının meslek kazandırma konusunda çerçevesi dar olabilir (şimdilik) Lakin her genç mesleğini fakültelerde öğrenmek zorunda değil. Gençlerin internet ve teknolojiyi ne yönde kullandığını sağlıklı bir şekilde gözlemlemeden onların gelişimini baltalamayın. Yoksa hiçbir zaman Mark Zuckerberg (facebook kurucusu) bir gencin anne-babası olamazsınız. 

İyi niyetinizden şüphem yok ama farkında olmadan teknoloji düşmanı olmayın...
Bünyamin Kapıcıoğlu

Yazar Hakkında: Yedi yaşımdan beri hep birşeyler satmanın merakındaydım. Biyomedikal Teknikeri olmama rağmen Türkiye'nin en iyi bilişim akademisinin satış departmanında "uzman" pozisyonunda çalışıyorum. Ticareti sevdiğim kadar yazmayı da seviyorum. 2005 yılından bu yana blog yazıyorum. Bu yüzden iki tecrübemi birleştirerek iş hayatında rakiplerinize fark atmanızı amaçlayan HızlıAdam bloğunu oluşturdum. 1990 doğumluyum, sene 2014 ve ben bugüne kadar iki farklı kurumsal markada yönetici pozisyonunda çalıştım. Freelance otomobil alım satımından tutun e-ticaret de dahil birçok gelir projesinde yer aldım. Evliyim ve bir oğlum var. Bu yüzden benim gibi hızlı yaşayıp, hızlı kariyer edinen kişilere hızlı adamlar diyorum;)

Etiketler:

0 Yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınız için teşkür ederim

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa